12 Haziran 2010 Cumartesi

BİLMEDİĞİMİZ MISIR ŞURUBUNUN'UN ZARARI, LÜTFEN OKUYUN !!!


“Mısır şurubu” bilmecesi



Cargill’in kapatılmasıyla, mısırdan şeker üretildiğini de öğrenmiş olduk. Hatta, şekerleme üreticisi Kent, Cargill’in kapanmasıyla “şeker komasına” girdiğini, üretimde zorlandığını açıkladı. Mısır şurubunun ne olduğuna, biraz daha yakından bakalım...




“Mısır şurubu” bilmecesi Mısır şurubu kavram olarak hayatımıza yeni girmiş olabilir ama yediklerimizle, çook uzun zamandır midemizde. Ketçap, toz kahve kreması, bisküvi, kola, gazoz, şekerleme, meyve suyu, hazır çorba, çikolata, gofret, puding, hazır kek üretiminde, şekerden daha ucuz olduğu için mısır şurubu kullanılıyor. ABD’li yazar Michael Pollan, ortalama bir Amerikan marketinin raflarında bulunan 45.000 ürün içinden dörtte birinin “mısır” içerdiğini söylüyor.
Mısırdan 'yüksek früktoz içerikli mısır şurubu' yapımı 1970'lerde başlamış. 1980'lerde yılda 3 milyon ton olan üretim, 1995 yılında 8 milyon tona yaklaşmış. Mısır şurubu, mısır nişastasının glikoz elde etmek üzere işlemden geçirilmesiyle elde ediliyor. Ardından glikoz früktoza dönüştürülüyor.
*****
Aslında süreç epey karmaşık. Mısır nişastasını parçalamak için üç enzim kullanılıyor. Mısır nişastasının polisakarit adı verilen daha kısa şeker zincirlerine dönüştürülmesi için alfa amilaz devreye giriyor. Alfa amilaz, endüstriyel olarak Bacillus familyasına mensup bir bakteriden üretiliyor. Bir sonraki işlem, şeker zincirinin glikoamilaz adlı enzimle parçalanması. Glikoamilaz ise Aspergillus adlı mantardan üretiliyor. Üçüncü enzim, glikoz izomeraz, çok pahalı bir madde. Onun görevi ise glikozu yaklaşık yüzde 42 früktoz ve yüzde 50 - 52 oranında başka şekerlerle karışık glikoza çevirmek. Mısır şurubu elde etmek için iki aşama daha var. Karışımı yüzde 90 früktoza çeviren sıvı kromatografi işleminden sonra, sıvı yaklaşık yüzde 55 früktoz yoğunluğuna gelene kadar ilk elde edilen maddeyle karıştırılıyor. İşte gıda endüstrisinde kullanılan yüksek früktoz içerikli tatlandırıcı bu.
*****
Mısır şurubu, şeker pancarından elde edilen şekerle aynı tatta ve yapımı karmaşık olmakla birlikte daha ucuz ve taşınması daha kolay. Bu da gıda üreticileri için daha düşük maliyet ve daha yüksek kâr anlamına geliyor. Mısır şurubu, tatlandırıcı içeren çoğu gıda maddesi (reçel, çiklet, bisküvi, şerbetli tatlılar), gazoz ve meyve sularında kullanılıyor. Bugün ciddi boyutlara ulaşmış olan mısır şurubu endüstrisinin yüzde 85'i, aralarında Cargill'in de bulunduğu dört büyük firmanın tekelinde. Ayrıca yapımında kullanılan mısırların neredeyse tümü genetik mühendisliği harikası! Yani pek iç açıcı bir tarihçesi yok ürünün.
*****
Meyvede bulunan früktoz maddesini içerdiğinden mısır şurubunun şekerden daha sağlıklı olduğu düşünülebilir. Ancak Amerikan Tarım Dairesi'nden (USDA) Dr. Meira Field'a göre bu yanlış bir kanı. Dr. Field ve arkadaşlarının konu ile ilgili çalışmasında bir grup fareye yüksek oranda glikoz, diğer gruba ise früktoz veriliyor. Glikoz grubunun sağlığı bozulmazken, früktoz grubundaki erkek farelerde (dişiler erkekler kadar etkilenmese de sağlıksız doğum yapmışlar) kansızlık, yüksek kolesterol ve kalp büyümesi görülmüş. Dr. Field, "Uzmanlar, früktozun diyabet hastaları için şekerden daha iyi olduğunu düşünür, ancak vücuttaki her hücre glikozu metabolize edebilirken früktoz sadece karaciğerde metabolize olur. Yüksek dozda früktoz verdiğimiz farelerin karaciğeri alkoliklerin karaciğerine benziyordu," diyor.
*****
Mısır şurubu şekerden daha yüksek oranda früktoz içeriyor. İlginçtir ki, çocukları hedefleyen pek çok gıda maddesi ve içecekte kullanılırken bebek mamaları mısır şurubu içermiyor. Linda Joyce Forristal, mısır şurubu kullanmadıklarına göre bebek maması firmalarının bizim bilmediğimiz birşeyler biliyor olduklarını düşünüyor! Bu yazıyı çocuklarınızı ve kendinizi neyle beslediğinizi görüp bir kere daha düşünün diye yazdım. Boyalı gazoz firmalarının derdi kârlarını katlamak, ya sizinki?
(Dr. Joseph Mercola'nın 11 Mart 2003'te Washington Post'ta yayınlanan makalesiyle Price Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Linda Joyce Forristal'ın bir makalesinden yararlanılmıştır.)
Tijen İnaltong’un, “Kolacılara teşekkür mü edecektim?” başlıklı yazısından kısaltılarak alınmıştır
*****
BU BİLGİLER BULUP YAYINLAMAYA VESİLE OLAN BLOG ARKADAŞIM,hobicell'e  TEŞEKÜR EDİYORUM VE SORUYORUM BİZLER NELER YİYORUZ  ...BİLMEDEN EN MASUMU SAKIZ BİLE  ŞÜPHELİ ...BENDE MORAL SIFIR ...ayfersultan

5 yorum:

tasarım mekani dedi ki...

sa ablam, ins. iyisindir... Epeydir kimseyi takip etmedigimden bi haber ve uzak kaldim... Kucak dolusu sevgilerimi iletiyorum.. medinem

Adsız dedi ki...

Canım kardeşim,
herşey o kadar bozuldu ve adileşti ki Rabbim encamımızı hayreylesin,bunlardan korunmanın en güvenilir yolu mümkün olduğunca hazır gıdalardan uzak durmak,biz mümkün olduğunca bu yolu deniyoruz,zaten mısırlar gdo'lu olduğu için,mısır şurubu gibi mısırın kendisinden de uzak durmak lazım,paylaşımın için teşekkürler,
hayırlı haftalar,sevgilerimle...

Adsız dedi ki...

Ayfer ablacığım,
mısırda ki gdo tabi ki mısırunu ve mısırdan yapılan ürünleri de kapsıyor,ben nişastasını bazen kullanıyordum,gdo yüzünden artık kullanmıyorum,onun yerine buğday nişastası kullanıyorum.
Konu ile ilgili geniş bilgiyi aşağıda ki adresten alabilirsin.

http://www.gimdes.org/genetigi-degistirilmis-gidalar.html

https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=168642682113532706#publishedcomments dedi ki...

https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=168642682113532706#publishedcomments dedi ki...

Haticem,konuyu inceledim benzer konularıda yahu her şeyin tükettiğimiz her şeyde gdo var undan sebzeden,tavuktan meyveden.ne yapacağız bilmem şimdi hatırladım,gazeteler yazmıştı yasaklara uyulacakmı bilmem ALLAH razı olsun bilgilendirdiğin için..