6 Mayıs 2010 Perşembe

MİHRİBAN!!!

MİHRİBAN TÜRKÜSÜNÜN HİKAYESİ
Hep söylenir,fazla merak iyi değildir..bana sorulmuştu"MİHRİBAN"Türküsü dinlerken neden hüzün veriyor?bilmem dedim ama bende merak etmiştim doğrusu.. araştırma yapalım nasılsa google'de vardır düşüncesi ile araştırdım hiç böyle sevgi hikayesi okumadım duymadımda geçmişteki Kerem ile Aslı vs.dışında birde yakın akraba büyüğümüzün dışında..

çok hüzünlü bir hikayesi var, www.netpane.com burda uzunca yazılmış okumak isterseniz bu sevgi vuslat olmamış,Mihriban ismi gerçek isim değil edepden, duyulmasın diye bu isimle hitap etmiş şair,kendisi memur Mihriban ise öğrenci gerçektende çok etkileyici bir hikaye okurken şok oldum,vay be gibi sözlerle bu tip sevgilerde hep ayrılık olurmuş,yıllar önce biz çocuk yaşlarda yakın bir akrabamız ilk eşini anlatırdı pek anlıyamazdık bir gün çok hüzünlü bi şekilde anlatmıştı bizlerde dinlemiştik aynen Leyla Mecnun gibi evlenmşler,her zaman eşinin bu sevginin sonu yok dediğini ve hastalıktan sonra vefat etmiş gözü yaşlı bir eş ve kucakta bir bebek.. ağlıyarak anlatırdı çocuk yaşımızda çok etkilenmiştik,yıllar sonrada Mihriban hikayesi de çok etkiledi;bir daha hiç bir şeyi merak etmiyeceğim bu kesin dinlemek için,okumak için yürek lazım,her şeyin normali iyidir ve hep dua ederim "YARABBİ" senin sevgini geçecek sevgi nasip etme cümlemize amin.. hiç aklıma gemezdi böyle bir konu ile karşılacağım..e, şimdi rahatmısın?öğrendinya o kendini biliyor..ayfersultan..

Mihriban
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.

‘Yâr’ deyince, kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor

Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk, kâğıda yazılmıyor Mihriban.

Önce naz, sonra söz ve sonra hile
Sevilen, seveni düşürür dile

Seneler, asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban.


Tabiplerde ilâç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin

bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban.

Boşa bağlanmamış

bülbül, gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtın

tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban.

Tarife sığmıyor aşkın
anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim… Çözülmüyor Mihriban.

Unutursun (Mihriban’ım)

Unutmak kolay mı deme
Unutursun Mihriban’ım
Oğlun kızın olsun
hele
Unutursun Mihriban’ım

Zaman erir kelep kelep
Meyve dalında

kalmaz hep
Unutturur birçok sebep
Unutursun Mihriban’ım

Yıllar

sineye yaslanır
Hatıraların paslanır
Bu deli gönlün uslanır
Unutursun

Mihriban’ım

Süt emerdin gündüz gece
Unuttun ya büyüyünce
Ha işte

tıpkı öylece
Unutursun Mihriban’ım

Gün geçer azalır sevgi
Değişir

her şeyin rengi
Bugün değil yarın belki
Unutursun Mihriban’ım

Düzen böyle bu gemide
Eskiler yiter yenide
Beni değil, sen seni de
Unutursun

Mihriban’ım

Mihriban (Beklemek)


Sarıca düzünde bir yığın toprak
bulanır her sabah gözyaşlarımla

Mihriban, Mihriban uyan da bir bak
Hasret düğüm düğüm ak saçlarımda
Ardıçlı dağlarda gene ay doğar

Akasya gölgeleri delik deşik

Bir pınar ağlar akşamdan sabaha dek

Yapraklar sallanır, ışıklar söner

Büyüdükçe büyür içimde bir ben beklemek

Öksüz kaldı, yem döktüğün kumrular

Çiçeklerin boynu bükük, bahçende
Mihriban Mihriban düşsüz uykular

Çıban çıban sızlıyor ah bende

Seneler yollardan izini sildi

Cebimde resmin kaldı bir tek

Bekletti meğerki ulviymiş yaşamak

Ne güzel derdik seninle beklemek

Güneş gene doğup gene batıyor

Yüzüme serdiğin saçların hani

Şimdi karyolanda eller yatıyor

Vefasız aynalar unuttu seni.

Dertler beni oylum oylum yakıyor

Her şey yalanmış, bilmeden gittin
Kaderin bağrında doğdu bir gerçek

Mihriban Mihriban ölümden zormuş
Ben de bilmezdim, beklemek


TUT ELLERİMDEN

Sırattan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim, tut ellerimden


Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü
Beraber uçalım, tut ellerimden

Gönüldeki bir his, kalkandır kışa

Aldırma ayaza, yele, yağışa
Giden ilkbahara, gelecek kışa
Beraber göçelim, tut ellerimden

Birleşmek üzeredir, şafak ve bulut

Korku beklenilmez kapıda durup
ister zehir olsun, isterse şurup
Beraber içelim, tut ellerimden
Çağır hayallerin en ötesini
Yakından duyarsın, aşkın sesini
Sonsuz mutluluğun penceresini
Beraber açalım, tut ellerimden

Hatırla kaybolan hatıraları

Elmastan ışıklı, altından sarı
Zaman tortusundan işte onları
Beraber seçelim, tut ellerimden


Şüphe başlangıçtır, karar nihayet,

Zamanı zamana etme şikâyet,

Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet,

Beraber kaçalım, tut ellerimden

*****

Abdurrahim Karakoç

5 yorum:

Hazanyagmuru dedi ki...

Yusuf kadar iffetli nefislerimiz
Yakup kadar sabırlı bekleyişlerimiz
Meryem kadar masum duruşlarımız
Muhammed (sav)i temsil edecek kadar samimi inancımız olsun..
Cumanız Mübarek Olsun …

Rabbim Cuma hürmetine, amellerimize ihlas, gönlümüze huzur, hastalıklarımıza şifa nasip eylesin. Hayatımızın en hayırlı anında, şehadet şerbeti ile huzuruna alsın. Kendisine layık kul, Efendimiz sav layık ümmet eylesin.Şuurlu, ötelere açık, tefekkür yamaçlarında dolaşıp, Esmayı seyre dalıp, Rabbine teslim olan kullarından eylesin.
AMİN

havlu-dantel dedi ki...

Mihriban ne güzeldir değil mi?
Bende eşimi, elimden kalem düşürecek kadar severim :)

https://www.blogger.com/blogger.g?blogID=168642682113532706#publishedcomments dedi ki...

Canım kardeşim, dualarına amin diyorum seninde cuman mubarek olsun..

havlu- dantel MaşALLAH muhabetiniz daim olsun inş.

keskinli dedi ki...

ablam annem hep der fazla merak iyi degildir diye
ama bazi seyleride arastirmak iyi oluyor yani
türküde sahane yaaa
paylasimin icin sagol ablam öptüm
Anneler günüde kutlu olsun sevgiler

Unknown dedi ki...

Yazinizin basligini DilekHanim ablanin blogunda gordum,
sanki bana sesleniyormussunuz gibi hissettim :)
paylasim için çok tesekkurler,siir ve turkulerin tamamini okumus oldum bu sayede,
sevgiyle kalin...